Doğmamış minik aslancık oğluma - II

Tarih 25 Nisan 2011... 3 numaralı doktorumuzun muayenehanesindeyiz. Eşim, can yoldaşım her kontrolde olduğu gibi benimle birlikte, heyecanlı bir bekleyişte. Birazdan dört boyutlu ultrasonda minik aslancık oğlumuzu göreceğiz. Sabırla bekliyoruz.

Normal doğum ve Rus Kadınlar

Doğum korkusu...

Yaklaşık bundan bir ay önce sorsaydınız bana, doğumdan korkuyor musun diye? Cevabım, evet korkuyorum olurdu. Bu cevabın hiç de bana göre bir cevap olmadığını biliyordum. Bu yüzden bu korkumun üstüne gitmeye karar verdim. Küçücük kedi bile yavrularken bu kadar sakin ve cesur olabiliyorsa neden korkayım ki diye düşündüm.

Doğmamış minik aslancık oğluma - I

İçimde bir balık mı yaşıyor ne?

Minik aslancık oğlum daha 16 haftalıktı. Tarih 1 mart 2011. Evde yalnızdım. Tam dinlenmek üzere uzanmıştım ki sen hareketlenmeye başladın. Yanılıyorum zannettim. Çünkü doktorumuz daha çok küçük olduğun için hareketlerini ancak 20. haftaya doğru hissedebileceğimi söylemişti.

Cani haber

Aşağıdaki haber adeta "ürkütücü"...
İnternet müptelası anneye çeyrek asır hapis

New Mexico'da internette sohbet ve oyun müptelası anne, kızının yetersiz beslenme ve sıvı kaybından ölmesine neden olmaktan 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı.



Las Cruces'de yayımlanan Sun-News gazetesinin haberine göre, federal mahkeme, çocuğunu terk etme ve ikinci derece cinayetten 2009 yılında suçlu bulunan 28 yaşındaki Rebecca Colleen Christie'yi 25 yıla mahkum etti.

İlkler...

Dün eşim hayatında ilk ameliyatını oldu.

Çok büyük bir operasyon değildi ama bir saaten fazla sürdü. En çok bana ihtiyacı olduğu zamanda her ne kadar yanında olmayı çok istesemde hamileliğim ve hastane koşulları yüzünden yanında olamadım. Evde öylece eli kolu bağlı beklemekte en kötüsü.

Ben de zaman çabuk geçsin diye internetten pozitif doğum hikayelerini okuyordum ki birden beni derinden etkileyen o videoları seyrederken buldum kendimi. Normal doğum videoları. Hayatımda ilk defa doğum videosu seyrettim yarı gözüm kapalı bir şekilde. Halbuki bunu eşimle birlikte izlemeyi planlamıştım.

Fenerbahçe'lilere...

Çoğumuz bir futbol takımı tutarız.

Bazı insanlar benim tabirimce pasif taraftar, bazıları da FANATİKtir. Genelde, Fenerbahçe'nin taraftarı da fanatiktir.

Ben ise pasif taraftar olarak en başından beri Beşiktaş'lıyım.

Vefa nedir?

Vefa nedir?

Sözlük anlamına bakacak olursak Türk Dil Kurumu'na göre "vefa" : "Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı" olarak tanımlanır. Yani öyle çok da oraya buraya çekilen bir anlamı yoktur. Açık ve nettir.

Dün aklımda dönüp durdu bu kelime. Vefa... Benim için bu kelime daha çok anlam kazandı. Hiç tanımadığın, ismini bile bilmediğim kişilerin vefası. İnsanın insana olan vefası. İçinde birazcık da olsa insan sevgisi barındıranların vefası.

Taze bebek kokusu...

Derya kuzusu değil; mis kokulu, minik, masum kuzular bunlar...

            Yeni doğum yapmış arkadaşımın ziyaretine gittim. Çok tatlı bir kızı olmuş. Kucağıma verdiler seveyim diye.. O kadar minikti ki biraz çekindim. Ama söylenenler doğruymuş. Yani bebek kokusu diye bir şey varmış gerçekten de. Çok hoş farklı bir kokusu vardı Nisa bebeğin. Allahım! Sevilmek için yaratılmışlar sanki.

İlk yazı

Nereden başlasam bilemiyorum.
Sanırım izlediğim bir filmde beni etkileyen şu sözle başlamak en kısası olacak: "En uzun yola bile bir ADIM ile çıkarsın." Bugün o bir adımla yazmaya başladım.

Üstelik sandığım kadar zor değilmiş. Şimdi çok büyük bir iş başarmış gibi seviniyorum.

Hatta kendimi tebrik edip bir nescafe ile ödüllendireceğim kendi kendimi :)

Acı gerçekler :)

Eminim birçok bayan benim gibi alışverişi seviyordur. 

Kimi zaman sevdiklerimizi mutlu edecek hediyeler alırız, kimi zaman evimizin bir ihtiyacını ve çoğu zaman da deşarj oluruz bir şeyler aldıkça. Yeni olan her şey hoşumuza gider ilkin. Sonrası çok da önemli değildir zaten.

Hamile olunca bu işler biraz daha zorlaşıyor. Artık çoğu zaman alışveriş saatleri benim için sadece bir spor olmaya başladı. Çünkü hiç yürümediğim kadar yürüyorum. Koca göbeğimi sığdırabilecek kıyafetler arıyorum.